27.07.2009
Hititbilimin babası; Sedat Alp
Sedat Alp ismi neyi hatırlatıyor? Türkiye’de "ordinaryüs" unvanını taşıyan birkaç profesörden biridir ve arkeoloji ve Eskiçağ dünyası ile ilgisi olan uzmanlar onu saygın bir isim olarak bilir ve birçoğu öğrencisidir. Ama yurtdışında daha çok tanınır. Neden? Çünkü ulusumuzun aydınlarının tarihle ilgisi Yakınçağ’la sınırlıdır. Coğrafya ile ilgimiz ise yaşadığımız ve doğduğumuz şehirde biter. Sedat Alp hoca da, Roma hukukunun saygın ismi, Roma Üniversitesi’nin hâlâ saygıyla andığı, Ankara Hukuk Fakültesi’nin hocası merhum Kudret Ayiter gibi tanımadığımız portrelerdendir. TÜBİTAK’ın son dönemdeki popüler yayınları olmasa halkımız bu seçkin hocasını pek tanıyamayacaktı.
Hititoloji bizim topraklarımızdan bir insanla değil; Çek-Avusturyalı bilgin Hrozny’ın elinde doğdu. Ama kısa zamanda katarı yakaladık. Türk tarihinin dahisi, biz Türklerin zamanlar ve mekanlarda ne olduğumuzu bilmemizi isteyen Cumhurbaşkanımız Atatürk döneminde, işitilmemiş dallarda yetişsinler diye yetenekli gençler Avrupa’ya yollanıyordu. Sedat Alp ve Ekrem Akurgal bunlardan ikisiydi. Daha başkaları da vardı (mesela ünlü bilim tarihçimiz Aydın Sayılı). Tahılla ve tütünle geçinen genç Cumhuriyet bu fedakarlığı yapıyordu. Bu gençlerin bazıları doğrusu "Bu fedakarlığa değdi mi?" diye sordurdular. Kimisi iyiydi, çok iyiydi. Sedat Alp, Hititbilime ve memleketine hizmet eden, yüz güldüren biridir. Ekrem Akurgal hoca da, Aydın Sayılı da öyle...
Hitit tabletlerini bitmeyen enerji ve sabırla çözümledi. Bu dönem Türkiye’nin filoloji ilmine adım atışıdır. Küçümseyecek değiliz, tarih biliminin birçok dalında eskiden beri seçkinlerimiz vardır ama gerçek anlamda filoloji ilminin yöntemlerinde mübtedi (yeni başlayan) bile değildik. Cumhuriyet’in ilk on beş yıllık döneminde sıçrama yaptık. Bazı dallarda sıçrama devam ediyor; bazısında geriledik. Sedat Alp hoca Hitit çağı ve karanlık çağı (MÖ 1200-700) aydınlatacak coğrafi-tarihi bilgileri Hitit metinlerinden çıkardı. Kazılar yaptı (Karahöyük kazısı), bulunamayan ve bilinmeyen antik şehirler hakkında arkeologlara yön verecek bilgileri kaynaklardan çıkardı. Asıl önemlisi, Trova çağına ışık tutacak (zira bu bilgiler tarihin çok bilinmeyenli denklemi sayılan karanlık çağa aittir) Ahiyava sorununa el attı. Akalar, Troya, Anadolu coğrafyasının diğer halkları hakkında sadece Hititologlar değil, başka dallardaki eskiçağ bilimcileri de ondan çok şey öğrendiler. Yakında çıkacak olan "Hitit Çağı Anadolu Coğrafyası" adlı kitabı da çalışmaları derleyen bir "opus magnum-muhalled büyük eser" olacak. Yabancı bilim akademilerine üye seçildi, sahasının öncülerinden olarak College de France madalyasıyla taltif edildi.
Bizim milletin, bizim bilmediğimiz büyük adamları vardır. Bir köşede tunçtan büst gibi sessizce dururlar. Elalem ise onları çelenklerle kuşatarak hürmet eder. Maşathöyük (Zile civarı) kazılarında bulduğu tabletlerin, sahasına önemli bir katkı olduğunu herkes söylüyor.
TÜBİTAK’ın çok ucuza bastığı kitaplar içinde (TÜBİTAK popüler bilim kitapları) çıkan "Hitit Çağında Anadolu" herkesin rahatça okuyup öğrenebileceği ve okunması gereken bir kitap. İlkçağ tarihinde çok az tutarlı eser verdik. Tarih yazımı ve sohbeti bizde yöntemsiz ve sorumsuz gevezeliğe dönüşebiliyor. Bir toplumda sağlam tarih bilgisi ve tarih muhakemesinin var olması için, Eskiçağ tarihini öğrenmek lazımdır. Eskiçağ tarihini, dil ve yazıyı öğrenmesek de okumak ve bu gibi çalışmaları ve sonuç çıkarsamalarını takip etmek gerekir. Eskiçağ tarihçisinin kendi toplumumuzda yetişmesi ise bir kazançtır, daha özgün bir öğretici sayılır. Sedat Alp işini iyi bilen ve öğrencisini iyi yetiştiren bir hocadır. Yurtdışında ve yurtiçinde Hititoloji kürsülerine sahip Türk profesörler bu çabanın ürünüdür. Herhalde bilim tarihimizde bu yönüyle de anılacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder