27.01.2011
Kanuni'nin Belgrad Seferi / 1521
Osmanlı pâdişahları içinde kırk altı yıla yaklaşan (1520-1566) hükümdarlığı ile uzun saltanata sahip olan Kanunî Sultan Süleyman, bu uzun saltanatı boyunca on üç Sefer-i Hümâyû’na çıkmış ve hükümdarlığının on sene, üç ay, beş gününü seferde geçirmiştir.
İlk seferi Hümâyûn 1521 yılında Orta Avrupa’nın kapısı durumundaki Belgrad üzerinde olmuş ve bu sefer daha evvel II. Murad devrinde (1441) Fâtih Sultan Mehmed döneminde (1456) ve II. Bâyezid’in saltanatında (1492) üç defa kuşatılıp türlü güç ile alınamayan Belgrad fethedilmiştir. (29 Ağustos 1521)...
Elçimiz Behrâm Çavuş’un hapsi ve bir iddiaya göre katli dolayısıyla Kral Layoş’a halini bildirmek üzere açılan ve Osmanlı tarihinde "Birinci Engürüs / Macaristan Seferi" diye anılır. Kanunî’nin bu ilk Sefer-i Hümâyûnu’da ordunun hareketinden önce Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa İstanbul’dan İpsala’ya gönderilmiş, Anadolu’da bulunan üçüncü Vezir Ferhat Paşa’ya Rumeli’ye hareket emri verilmiş, ayrıca Danişmend Reis gibi Tuna ile Sava ırmağı civarındaki Sancak beylerine de dört yüz "at kayığı", yânî atların nakli için sal hazırlanması emredilmiştir.
18 Mayıs 1521 Cumartesi günü İstanbul’dan hareketle 27 Haziran’da Niş yakınlarına ulaşan Kanunî burada bir harp divanı toplamış ve bu divanda alınan karar gereğince Tuna Filosunu takviye gayesiyle Danişmend Reis’e 500 Yeniçeri gönderilmiş, Bâli Bey ve Mihaloğlu Mehmed Bey gibi ünlü akıncılar Transilvanya içlerine sevk olunmuş, Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa ise Böğürdelen kalesi önlerine gelmiştir.
Bu Böğürdelen kalesi Fâtih Sultan Mehmed Hân tarafından Belgrad’ı tazyik gayesiyle yaptırılmışsa da, bir müddet sonra Macarların eline geçmiş ve "Sabaç" adıyla anılmıştır.
Belgrad’ın fethi
Belgrad’ın Fethi Plânı kıymetli şahsiyetine sık sık temas ettiğimiz muktedir devlet adamı Vezir-i-azam Pîrî Mehmed Paşa tarafından hazırlanmıştır. Bu plâna göre, Belgrad’ın Fethi ile Orta-Avrupa’nın en mühim kapısı açılacak ve bu mühim kapıyı açabilmek için Belgrad abluka altına alınıp bütün ulaşım yolları kesilecek Tuna ve Sava geçilerek Belgrad kalesi Macaristan’dan tecrit olunacak, daha sonra muhasara başlayıp hücuma geçilecektir.
Pîrî Paşa’nın bu plânı aynen tatbik olunarak evvelâ Tuna’nın geçilmesi ve Belgrad’ın batısındaki Böğürdelen kalesinin Fethi ile Sava ırmağından Belgrad önlerine sarkılması kararlaştırılmış ve Semendire Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey Belgrad’ı ablukaya başlarken, Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa’da Böğürdelen üzerine yürümüş, ayrıca Mora Beyi Hasan Bey’e de pişdarlık vazifesi verilmiştir. Bu arada Vezir-i-a’zam Pîrî Mehmed Paşa da Belgrad karşısındaki Zemlin kalesinin Fethi gayesiyle 3 Temmuz’da aralarından ayrılmış ve Belgrad’ın zapt edilmesi için ele geçirilmesi şart olan Zemlin’i tazyike başlamıştır.
Kanunî Sultan Süleyman kumandasındaki ordumuz 7 Temmuz 1521günü Böğürdelen’i fethetmiş ve ertesi günü kaleye giren Kanunî: "Evvel fethettiğim kaledir, ma’mur olması gerektir" diyerek şehrin derhal tahkim ve imarını emretmiştir, bu emir gereğince kale kısa zamanda baştanbaşa onarılmıştır.
Böğürdelen’in böylece fethedilmesinden sonra Sava üzerine büyük bir köprü kurularak Sirem arazisine geçilip Belgrad üzerine yürünmüş ve bazı kimselerin muhalefetine rağmen Pîrî Mehmed Paşa’nın plânının tatbikiyle 29 Ağustos 1521 Perşembe günü Belgrad fethedilerek bütün Macar ovası fütuhatımıza açılmıştır. Muhafızlığına pâdişahın akrabasından Sultan-zâde Gazi Bâlı Bey’in tayin edildiği Böğürdelen’in ele geçmesinden sonra büyük küçük pek çok kale daha Osmanlı idaresine katılmıştır.
30 Ağustos 1521 Cuma günü Kanunî büyük merasimle Belgrad’a girmiş ve camiye çevrilen Büyük Kilise’de Cuma namazını kılmış, hutbede Osmanoğlu’nun adı okunmuştur.
Belgrad’ın fethi Hıristiyan âlemini şaşkına çevirirken; Kanunî, şehrin tahkimatını tamamlayıp 18 Eylül’de Belgrad’tan hareketle 19 Ekim’de İstanbul’a dönmüştür.
Belgrad ahalisinden bir kısmı pâdişahın emriyle İstanbul’a gönderilmiş, bunlardan bir kısmı Büyükdere havalesinde "Belgrad köyü’nü kurmuş ve şimdi "Belgrad Ormanı" bu göç sonunda meydana gelmiş; gelenlerden bazıları da Yedikule ile Silivrikapı arasına yerleşip burası da "Belgrad Kapısı" adını almıştır.
Mustafa Müftüoğlu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder