11.08.2009

Emanuel Karaso (Karasu) Kimdir?

"Bir Türk padişahına ve İslam halifesine hal' kararını bildirmek için
bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?"
Sultan Abdülhamid

Hürriyet vaadleriyle iktidara gelen İttihadcıların giderek Türkçülüğe yönelmelerini, araştırmacı Joseph Brewda, arkalarındaki İngilizlerin oyununa bağlıyor. Yani Türkçülük, Turancılığa dönerken Rusya’yla Osmanlı’yı karşı karşıya getiriyordu. Öte yandan İngiliz gizli servisi, casus Lawrence eliyle Arapçılığı, casus Seton-Watson eliyle Sırpçılığı, Lady Dunham eliyle Arnavutçuluğu, Noel Baxton eliyle de Bulgar milliyetçiliğini körüklüyor ve Osmanlı Devleti’nin parçalanması için gereken bütün şartları hazırlıyordu.
Aynı zamanda Türkiye, İran ve Rusya’dan alınacak topraklarla bir “Büyük Ermenistan” muzu ortaya atılıyor ve kapışma seyrediliyordu. Bir hayaldi bu tabii. Yaşaması mümkün olmayan suni bir hayal. Kendileri de biliyordu bunu. Arkasından bölgeyi birbirine katmak için bir “Büyük Kürdistan” muzu atıldı ortaya. İşin garibi, nasıl oluyorsa her iki “Büyük” devletin de sınırları neredeyse milimi milimine öpüşüyordu. Böylece Müslüman Kürtlerle Hıristiyan Ermenileri birbirine düşürüp bunların birbirini kırmalarından paniğe kapılıp tehcire başvuran Osmanlı’yı suçlu ilan edecek ve asıl gayelerine erişeceklerdir: Kutsal topraklar ve petrol, emperyalizmin ellerindedir artık!
Bütün bu gürültü patırtı içinde işini yürütenler yok değildi. Mesela B’nai B’rith’in Selanik’deki üyelerinden Musevi lider Emanuel Karaso, Jön Türk hareketini ustaca manevralarla Masonluğa bağlayan halka olacaktır. Sultan Abdülhamid’i tahttan indirmeye giden ekip, Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esad Toptani, Laz Arif Hikmet ve Karaso’dan oluşuyordu ve Son Sultan da asıl bunu hazmedemiyordu.
1876’daki şartları hatırlamıştı. İttihadcılar Serasker Hüseyin Avni’den de ders almamışlardı anlaşılan.
Emanuel Karaso, I. Dünya Savaşı’na sokulan Osmanlı ordusunun iaşe müfettişliğini kapmış ve bu işten yüklü bir servet kazanmıştı. Ancak savaş suçlularının yargılanacağı belli olunca, o da diğer vatan kurtaran arslanlarımız gibi yurt dışında alacaktı soluğu. 1919’da İtalya’ya kaçtı ve orada, kazandığı serveti ölünceye kadar harcadı. Sonradan anlaşıldı ki, Karaso, İtalyan vatandaşıymış! Mazzini’nin büyük planı, belki de bir tek yerde, Osmanlı’da başarılı olmuştu.
Abdülhamid’i hal’ etmek üzere saraya gelen bu ilginç karmanın röntgenini Yılmaz Öztuna şöyle çekmektedir:
Karaso, İtalya’dan para alan bir casus olup, Libya’nın İtalya tarafından yutulmasında meş’um bir rol oynamış, sonradan İtalya’ya kaçmış bir vatan hainidir. Jandarma paşası olan Es’ad Toptanî, birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklâli için silah çekmiş ve sayısız Türk’ün kanına girmiş bir adamdır. Aram Efendi’nin Ermeni ihtilâl komiteleri ile yakın ilgisi malûm olup Sultan Hamid’den Ermeniler’in intikamını almak için hey’ete sokuştulmuştur. Ârif Hikmet Paşa, sonraki yıllarda karanlık siyâsî hayatı olan bir denizcidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Site Meter