27.08.2009

Tarih-lenklere Cevaplar


2008'in sonunda bir kitap daha piyasaya çıkmadan (vatan'da çıkan röportaj üzerine) konuşulmaya başlamıştı. (Yusuf) Hakan Erdem'in hazırladığı Tarih-lenk, Ahmed Akgündüz'den Soner Yalçın'a, İlber Ortaylı'dan Yılmaz Öztuna'ya kadar birçok tarihçinin, tarihle ilgili alanlarda kalem oynatanların hataları, tashihleri, büyük yanlışları üzerineydi. Kısa sürede birçok baskı yapan kitap, yazarın gazetelere verdiği röportajlarla ününü duyurdu. İlber Ortaylı köşesinde kısa bir cevap vererek konuya değinirken diğer muhataplardan ses çıkmamıştı.



Bu hafta kitap sitelerine düşen yeni bir kitap tartışmayı alevlendireceğe benziyor. Osmanlı'da Harem, Bilinmeyen Osmanlı gibi çok satan kitapların yazarı Prof. Dr. Ahmed Akgündüz Tarih-lenk'te kendisine dair yazılan eleştirilere ve Murat Bardakçı'nın TV programlarındaki eleştirilerine cevap niteliğinde bir kitap yazmış. Tarih-lenklere Cevaplar kitabında Ahmed Akgündüz neden cevap verdiğini şöyle açıklıyor. Bakalım Hakan Erdem'in bu kitaba cevabı ne olacak?


Devamı bir sayfa ötede...

22.08.2009

İyilik her kapıyı açar / İHH


Devamı bir sayfa ötede...

10 Fotografta II. Abdülhamid İstanbul'u


























Devamı bir sayfa ötede...

Kurt Wenner, Gerçeğin bir başka boyutu








Turistlerin gezdiği bir salonda yerden yukarı doğru tırmanan canavarlar, Alaaddin’i andıran uçan bir çocuk, kadının üstüne gelen bisikletli bir kalabalık… Hepsi çok gerçekçi gibi gözükse de aslında yetenekli bir sanatçının çizimleri. Sokak sanatçısı Kurt Wenner ‘Hepimiz herşeyin mümkün olduğu alternetif bir gerçekliğin içine doğru kayıyoruz ya da yeni hayal dünyalarını keşfediyoruz’ diyerek yaptığı çalışmalarının ana fikrini açıklıyor.


Devamı bir sayfa ötede...

20.08.2009

İsmet İnönü; Allah'a çok şükür, sağırım

Bu kapak bir alt haberde göreceğiniz Milliyet'in Yakın Tarih serisinde çıkan bir haber üzerine kullanılan TIME kapağı. 1941'de İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanların, İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Amerikalıların hatta ve hatta Türkiye'deki Turancıların isteklerine kulak tıkamıştı İsmet İnönü. TIME o kadar güzel yakalamış ki, bu "politikayı" resmin altına şöyle yazmış; Allah'a çok şükür, sağırım" Burada bizim bahsimiz orijinal kapağın aşağıdaki şekilde oluşuna rağmen neden dergide farklı kullanıldığı, var mı fikri olan?



Devamı bir sayfa ötede...

Yakın Tarihimiz Dergisi / Tüm Sayılar


Yakın Tarihimiz
Milliyet Tarih ve Kültür eki
480 Sayfa - 30 fasikül
Tamamını (jpg veya pdf olarak) indirebilirsiziniz.


JPG olarak 112 mb
(çözünürlük biraz daha iyidir)

PDF (resim) olarak 63 mb





Devamı bir sayfa ötede...

16.08.2009

NTV Tarih & BBC History

NTV Tarih, Popüler Tarih'in kapanmasıyla doğan boşluğu uzun uğraşlar sonucu, aylarca altyapısı hazırlayarak, deneme baskılar çıkartarak, yeni bir yayın kurulu ve yayın anlayışı benimseyerek tekrar çıkarak doldurdu.
Toplumsal Tarih'in makalelerinden, Yedi Kıta'nın yanlı bakış açısından sıkılanlar için Ntv Tarih bulunmaz bir dergi. Zaten gösterilen ilgi, satış rakamları da bunun göstergesi. Lakin derginin göze batan bir kapak tasarımı gözüme batıyor. BBC History'nin kapak tasarımına çok ama çok benziyor. Bir de siz bakın, bakalım bana hak verecek misiniz?









Devamı bir sayfa ötede...

15.08.2009

On soruda Türkiye’de Masonluk tarihi


Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası Üstad-ı Azamı Celil Layiktez’in beyanatı, dikkatleri yakın tarihin karanlık sayfalarına yöneltti. Layiktez’e göre Masonların, Selanik’ten İstanbul’a yürüyen Hareket Ordusu’nun harekátında önemli bir payı bulunuyor. Hatta Abdülhamid’i tahttan indirme kararını tebliğe gönderilen 5 kişinin tamamı Masondu (biz 4 kişi diye biliyorduk). Masonluk kapalı bir kutu. Belgeler neredeyse yok gibi. Masonluğun Türkiye serüvenini inşa etmek için pek çok parçayı itinayla toplamanız gerekiyor.

Bu yazıda Masonlukla ilgili bazı soruları kısaca cevaplandırmaya çalışacağım. (Kuşkusuz bilgilerimizin hemen tamamen Mason kaynaklarına dayandığı unutulmamalıdır, zaten başka türlüsü de mümkün değildir.)

1. Türkiye’de ilk Mason teşkilatı ne zaman, nasıl kuruldu ve kapatıldı?
Osmanlı Devleti sınırları içinde ilk Mason locası, Lale Devri’nin zevk çılgınlığı içerisinde kurulmuştur. 1721 yılında Galata’da, Arap Camii civarında açılan loca, 1748’de I. Mahmud tarafından kapattırılmış ve Masonluk yasaklanmıştır.

2. Bilinen ilk Türk Masonu kimdir?
Paris’e giden ilk Osmanlı Büyükelçisi Yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin oğlu Said Çelebi, kayıtlarda adı geçen ilk Türk Masonudur. Sadrazamlığa kadar yükselmiştir. İlginç olan nokta, ilk Türk matbaasının kurucusu olan İbrahim Müteferrika’nın adının da Mason olarak geçmesidir.

3. Osmanlı Devleti’nde Masonlukla ilgili bulunan ilk belge hangisidir?
Andrea Rizopoulos’un Fener Rum Patrikhanesi Arşivi’nde bulduğu bir belge, Fransız Masonlarına ait bir ayin metni olup Rumcaya yapılan bir çeviridir ve 1747 tarihini taşımaktadır.

4. Yeniçerilikle Masonluk arasında herhangi bir bağlantı var mıydı?
Yeniçeri Ocağı mensupları, Hacı Bektaş Veli’yi pir sayar ve Bektaşi olduklarını iddia ederlerdi. (Gerçi Mevlevi Yeniçerilere rastlamak da mümkündü.) Bektaşilerin, dini konuları biraz geniş yorumladıkları malum. İşte 1826’da II. Mahmud Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldırırken, onun dışarıdaki uzantısı ve üssü olarak bilinen Bektaşi tekkelerini kapattırıp Nakşilere devrederken, bir süredir yeniden palazlanan Mason localarının faaliyetleri göze batmış, bu yüzden bir tür Bektaşi kabul edilerek kapatılmışlar, mensupları ise sürgüne gönderilmiştir. Böylece Mason localarını kapatan ikinci padişahın adı da garip bir tesadüfle Mahmud olmuştur.

5.Tanzimat bir Mason darbesi miydi?
Özellikle sağ kesimde Tanzimat’ın bir Mason hareketi olduğu tezi, yaygındır. Buna en güçlü kanıt olarak Tanzimat’ı ilan ettiren Sadrazam Mustafa Reşid Paşa’nın Masonluğunu gösterirler. Elimizde bunu kanıtlayacak somut bir belge bulunmamaktadır. Ancak onun döneminde Mason teşkilatlarına göz kırpıldığını ve 1839’dan sonra verdiği gayri resmi izinle Masonluğun Türkiye’de gelişmeye başladığı inkár olunamaz. Bu süreç, 1854-56 Kırım Harbi yıllarında doruğuna ulaşacaktır. Sonuç olarak Tanzimat’ın bir Mason darbesi olduğu söylenemese de, Masonluğun Türkiye’deki modern tarihinin başlangıcı olduğu gerçektir.


6. V. Murad Mason muydu?
Masonlara göre, evet. Masonluğa girdiği yer: Kadıköy. Tarih: 20 Ekim 1872. Abdülmecid’in Murad dışında iki oğlu, Nureddin ve Kemaleddin de aynı törenle Masonluğa girmişlerdi. Kaldı ki, Abdülhamid’in Çırağan Sarayı’na kapattırdığı V. Murad’ı kaçırmak için Masonlar tarafından iki teşebbüs yapılmıştır. Birincisi Ali Suavi tarafından (20 Mayıs 1878’de başarısızlıkla sonuçlanmış), ikincisi Skalyeri-Aziz Bey Komitesi tarafından (24 Haziran 1878’de ortaya çıkarılmıştır).

7. Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve öldürülmesi bir Mason operasyonu muydu?
Abdülaziz döneminde Masonlar, Abdülmecid dönemindeki rahat çalışma ortamını bulamamışlardı. Onları sıkı bir takibe aldıran Abdülaziz, göz açtırmıyordu. Bu yüzden Mithat Paşa, Ziya Paşa gibi Masonlar tarafından kurulan ve yönetilen bir cunta eliyle 1876 Mayıs’ında tahttan indirilmiş ve birkaç gün sonra Feriye Sarayı’nda ölü bulunmuştu. Bileklerini keserek intihar ettiği söylendi ama Masonlar dahil kimse bu yalana inanmadı, isteyen Celil Layiktez’in makalesinde suicide, ‘intihar’ kelimesinin yanındaki soru işaretine (?) bakabilir. Amaç, Mason yapılan V. Murad’ı yeniden tahta çıkarmaktı.

8. II. Abdülhamid Masonlarla nasıl mücadele etti?
II. Abdülhamid işe Mithat Paşa’yı sürgüne göndermekle başladı ve iktidarı Mason hakimiyetinden kurtarmayı başardı. Hatta bu yüzden Proodos Locası Üstad-ı Muhteremi Kleanti Skalyeri tarafından öldürülmek istendi. Masonları, sıkı kontrol altına alan Abdülhamid, Masonluğun ne olduğunu, amaçlarını ve güçlerini gayet iyi biliyordu ve bu yüzden körü körüne üzerlerine gitmedi. Daha incelikli bir siyaset takip ederek kontrolü altında aldı. Zaman zaman gizli localara baskınlar düzenletip belgelerini ele geçirtmekle birlikte İstanbul’daki İngiliz locasına cömert bağışlarda bulunduğu da biliniyor. Amacı, Avrupa’da kralları ve parlamentoları nüfuzu altına almış bulunan Masonluğu kışkırtmadan kendi istediği yönde kullanmaktı. Hatta yerli bir Mason locası kurup başına geçmek istediği yolunda bir rivayet Mason çevrelerinde yaygındır. Aslında yapmak istediği, Masonları kullanmaktı. Tabii bu, Masonluk için affedilmez bir suç demekti. Cezası da aynı şekilde ağır olacaktı.

9. Hareket Ordusu bir Mason organizasyonu muydu?
Masonluğun Jön Türk devrimine hizmeti gizli saklı bir konu değil. 1901-1908 arasında Makedonya locasında Masonluğa kabul edilen 188 kişiden 23’ünün 2. ve 3. orduya mensup Osmanlı subayları olduğunu biliyoruz. Hareket Ordusu’nun bir kısım subaylarının ve Talat, Manyasizade Refik ve Cavid Beyler gibi İttihatçı önderlerin Masonlukları gerçek olmakla birlikte, mesele Masonlar tarafından kast-ı mahsusla abartılıyor. Sebebi ise basit: Modern Türkiye’nin doğuşu sayılan Jön Türk iktidarını sahiplenmekle bu ülkenin gerçek kurucularının kendileri olduğu mesajını vermiş oluyorlar. Masonlar, İttihatçıların 1910’dan sonra dizginleri ellerine alma çabaları karşısında bu defa onların da aleyhine dönecek ve Osmanlı’nın parçalanmasına yöneleceklerdir.

10. Atatürk Mason muydu?
Bu soruyu sorduk ama görüyorsunuz yerimiz tükendi. Üstelik kısaca cevaplanamayacak kadar önemli bir soru bu. Bu yüzden cevabını gelecek hafta vereceğiz.


Mustafa Armağan

Celil Layıktez'in makalesi, Layıktez'in makalesini savunması



Devamı bir sayfa ötede...

14.08.2009

Google Earth'le Çanakkale Savaşı'na tanıklık edin


Çanakkale Savaşı'na dair önemli hususlardan biri, insanların muharebelerin geçtiği yerlere dair bilgi sahibi olmamaları. Savaşların hep meydanlarda, düz yerlerde yapıldığına dair olan inanç Çanakkale Savaşları'nın yapıldığı yerleri görünce yerini değişik bir hayrete bırakıyor. ABC kanalının savaşa dair özel bir site hazırladığını duyurmuştuk. Bu sefer fotoğraf, harita ve videoları Google Earth üzerinden izleme şansınız var. Böylelikle anında muharebe alanını, kuş bakışı görme fırsatı yakalıyorsunuz.

Google Earth 5.0 bilgisayarınıza yüklüyse aşağıdaki linkten programı çalıştırabilirsiniz.
http://abc.net.au/innovation/gallipoli/kml/ABC_Gallipoli.kmz


Devamı bir sayfa ötede...

Çanakkale'de Mustafa Kemal'in mektubu...

Çanakkale Savaşı'nda Anafartalar Grup Komutanı olarak görev yapan Albay Mustafa Kemal'in, 8 Eylül 1915 tarihinde, Seddülbahir Cephesi'nde çarpışan 5'inci Kolordu Komutanı Fevzi Paşa'ya (Çakmak) kardeşinin şahadetine taziye için yazdığı duygu yüklü mektup:


Anafartalar Grubu
08 Eylül 1915
Huzur-ı Alilerine,

05 Eylül 1915 tarihli mektubunuzu dün aldım. Hakk-ı âcizânemde izhâr buyurulan iltifât ve teveccühâtınıza arz-ı teşekkür ederim.

Vatan-ı mukaddesimizi çiğnemeye çalışan hâin düşmana ancak âli-himmet arkadaşlarımızın istihkar-i mevt eylemeleri sayesinde iyi dersler verilmekledir. Vatanı tahlis için hûn-ı hamiyetlerini büyük bir şevk ile îsâr eden arkadaşlarımın gayretleriyle düşmanın her nevi teşebbüsat-ı müstakbelesine de mâni olunacağı hakkındaki itminanım ber-kemaldir.

(Mukaddes vatanımızı çiğnemeye çalışan hain düşmana, ancak ölümü hiçe sayan arkadaşlarımızın sayesinde iyi dersler verilmektedir. Vatanı kurtarmak için temiz kanlarını büyük bir coşkuyla akıtan arkadaşlarımın gayretleri ile düşmanın şimdi ve gelecekteki her çeşit girişimine engel olunacağı hakkındaki inancım tamdır)

Ancak, bu derecedeki âsâr-ı fedakarînin istilzam eylediği bazı acılara tahammülün zaruri olduğu zât-ı âlilerince de musaddaktır. Bu zaruretin ilcââtıyla sizi dûçâr-ı me'yüsiyet edeceği tabii bulunan biraderinizin haber-i şehâdeti bendenizi cidden müteessir ve giryân eylemiştir.

Şehid-i mağfur biraderiniz 08 Ağustos 1915’te millet ve memleketin hayat ve memat noktası olan Conkbayırı’nda düşmana atılan sufûfun ilerisinde idi.

Teessüratınıza bütün safvet ve samimiyet-i kalbiyemle iştirak eder ve Cenâb-ı Hakkın zât-ı âlilerine, aile-i kederdidenize sabr-ı cemîl buyurmasını tazarru ile arz-ı meveddet ve arz muhâleset ederim efendim.


Devamı bir sayfa ötede...

10 Fotoğrafta 25 Nisan 1915 / Düşman gözüyle...

Bundan tam doksan dört yıl önce, harika bir nisan sabahı, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, bir yarımadanın üzerindeki bir tepede iki davetsiz misafir vardı. Karanın içerlerindeki bir görüntüyü seyre dalmışlardı. Bulundukları yeri, gecenin karanlığında denizden çıkarma yaparak istila etmişlerdi. Arkalarındaki su, kendileri gibi adamları karaya çıkaran küçük teknelerle doluydu. Bu adamlar buraya, dünyanın öte ucundaki memleketlerinden, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelmişlerdi. Bu tepenin, yani Kanlısırt’ın üstü düzdü ama tam da değil. Kenarları yavaşça alçalıp, oradaki Osmanlı topçusunun gözcülerine, hedeflerini yani, hayatlarında ilk kez bir muharebe görecek olan birkaç bin delikanlıyı görmeye yetecek kadar bir aralık bıraktıktan sonra, daha içteki öteki bayırla birleşiyordu...

Australian War Memorial kara muharebelerinin başladığı 25 Nisan çıkartmalarının 94. yıldönümü dolayısıyla, yüksek çözünürlüklü 25 Nisan 1915 tarihli fotoğraflar yayınladı. Fotoğrafların büyük hallerini üstlerine tıklayarak görebilirsiniz.






Devamı bir sayfa ötede...

Çanakkale Savaşı: İlk Gün / Anzak gözüyle...


abc.net.au tarafından 2009 yılı Anzak Günü anısına "Gallipoli The First Day" adıyla 3 boyutlu muhteşem bir site hazırlandı. Kara savaşlarının başladığı 25 Nisan sabahının dakika dakika gösterildiği site, Google Earth tarzında hazırlanmış. Siteye girdiğinizde 4 ana menu karşınıza çıkıyor:

Quick Tour: Site özellikleri ve kullanımı hakkında genel bir bilgi veriliyor.
Anzak Landing in 3D: Çıkarmanın anlatıldığı videoların ardından bölgeyi 3 boyutlu olarak inceleyebiliyorsunuz.
Campaign Overview: Çanakkale Savaşı'nın genel hatlarıyla kronolojisi verilmiş.
Personel: Avustralyalı, İngiliz ve Türk askerlerinden savaşa katılanlardan bazıları hakkında fotoğraf ve video ile desteklenmiş bilgiler yer alıyor.
Military Hardware: Savaşta kullanılan silahlar hakkında...

Kaynak:duryolcu.com


Devamı bir sayfa ötede...

12.08.2009

5 Fotoğrafta İnönü Stadı







Devamı bir sayfa ötede...

Satışa çıkan Osmanlı Mezartaşları








Eskilerden bir haber;
Sotheby's'de müzayedeye çıkarılan dört Osmanlı mezar taşı satılamadı. Müzayedenin katalogunda yer alan bu dört eserin, satışının neden gerçekleşmediği açıklanmadı. Ön ve arkalarında Kur'andan yazılar bulunan taşlar hakkında verilen bilgiler özetle şöyledir:
1: 17-18. yy´da mermerden yapılmış olan bu taş üzerinde ölünün adı ve tarihi bulunmuyor.
2: 18-19. yy´da mermerden yapılmış Osmanlı ya da Afrikalı bir müslümana ait olan bu mezar taşı.
3: 17-18. yüzyılda mermer üzerine Kur´andan yazılar işlenmiş Osmanlı mezar taşı.
4: "Hacı Muhammed Said" adlı bir merhuma ait, üzerinde stilize bir cami ve mimber bulunan 1886-87 tarihli Osmanlı mezar taşı.


Devamı bir sayfa ötede...

11.08.2009

Emanuel Karaso (Karasu) Kimdir?

"Bir Türk padişahına ve İslam halifesine hal' kararını bildirmek için
bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden başkasını bulamadılar mı?"
Sultan Abdülhamid

Hürriyet vaadleriyle iktidara gelen İttihadcıların giderek Türkçülüğe yönelmelerini, araştırmacı Joseph Brewda, arkalarındaki İngilizlerin oyununa bağlıyor. Yani Türkçülük, Turancılığa dönerken Rusya’yla Osmanlı’yı karşı karşıya getiriyordu. Öte yandan İngiliz gizli servisi, casus Lawrence eliyle Arapçılığı, casus Seton-Watson eliyle Sırpçılığı, Lady Dunham eliyle Arnavutçuluğu, Noel Baxton eliyle de Bulgar milliyetçiliğini körüklüyor ve Osmanlı Devleti’nin parçalanması için gereken bütün şartları hazırlıyordu.
Aynı zamanda Türkiye, İran ve Rusya’dan alınacak topraklarla bir “Büyük Ermenistan” muzu ortaya atılıyor ve kapışma seyrediliyordu. Bir hayaldi bu tabii. Yaşaması mümkün olmayan suni bir hayal. Kendileri de biliyordu bunu. Arkasından bölgeyi birbirine katmak için bir “Büyük Kürdistan” muzu atıldı ortaya. İşin garibi, nasıl oluyorsa her iki “Büyük” devletin de sınırları neredeyse milimi milimine öpüşüyordu. Böylece Müslüman Kürtlerle Hıristiyan Ermenileri birbirine düşürüp bunların birbirini kırmalarından paniğe kapılıp tehcire başvuran Osmanlı’yı suçlu ilan edecek ve asıl gayelerine erişeceklerdir: Kutsal topraklar ve petrol, emperyalizmin ellerindedir artık!
Bütün bu gürültü patırtı içinde işini yürütenler yok değildi. Mesela B’nai B’rith’in Selanik’deki üyelerinden Musevi lider Emanuel Karaso, Jön Türk hareketini ustaca manevralarla Masonluğa bağlayan halka olacaktır. Sultan Abdülhamid’i tahttan indirmeye giden ekip, Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esad Toptani, Laz Arif Hikmet ve Karaso’dan oluşuyordu ve Son Sultan da asıl bunu hazmedemiyordu.
1876’daki şartları hatırlamıştı. İttihadcılar Serasker Hüseyin Avni’den de ders almamışlardı anlaşılan.
Emanuel Karaso, I. Dünya Savaşı’na sokulan Osmanlı ordusunun iaşe müfettişliğini kapmış ve bu işten yüklü bir servet kazanmıştı. Ancak savaş suçlularının yargılanacağı belli olunca, o da diğer vatan kurtaran arslanlarımız gibi yurt dışında alacaktı soluğu. 1919’da İtalya’ya kaçtı ve orada, kazandığı serveti ölünceye kadar harcadı. Sonradan anlaşıldı ki, Karaso, İtalyan vatandaşıymış! Mazzini’nin büyük planı, belki de bir tek yerde, Osmanlı’da başarılı olmuştu.
Abdülhamid’i hal’ etmek üzere saraya gelen bu ilginç karmanın röntgenini Yılmaz Öztuna şöyle çekmektedir:
Karaso, İtalya’dan para alan bir casus olup, Libya’nın İtalya tarafından yutulmasında meş’um bir rol oynamış, sonradan İtalya’ya kaçmış bir vatan hainidir. Jandarma paşası olan Es’ad Toptanî, birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklâli için silah çekmiş ve sayısız Türk’ün kanına girmiş bir adamdır. Aram Efendi’nin Ermeni ihtilâl komiteleri ile yakın ilgisi malûm olup Sultan Hamid’den Ermeniler’in intikamını almak için hey’ete sokuştulmuştur. Ârif Hikmet Paşa, sonraki yıllarda karanlık siyâsî hayatı olan bir denizcidir.


Devamı bir sayfa ötede...
 
Site Meter