31.12.2010

Hakan Erdem, Halil Berktay & Atlas ve "Osmanlı'da Kölelik"

Baya bir zaman olmuştu aslında. Tartışmanın üstü küllenmişti, tekrar canlanmış. Neden mi bahsediyorum. Hakan Erdem ve Atlas editörleri arasınaki "Osmanlı'da kölelik" tartışmasından. Olay şöyle gelişmişti.


"Afrika" hem İngilizce hem de Türkçe edisyonda yer alan kapak konusuydu. İngilizce versiyonunda herhangi bir şekilde Afrika'da köleliğe dair bir makale bulunmaz iken Türkçe versiyonunda editörler kölelik üzerine bir makaleye ihtiyaç duymuşlar ve Hakan Erdem National Geographic için (Eylül 2005) kölelik üzerine bir yazı yazmıştı.


Atlas editörü Kemal Tayfur ve yayın yönetmeni Özcan Yüksek bu makaleye karşı Atlas'ta bir yazı kaleme aldılar (Şubat 2006). Şöyle diyordu Kemal Tayfur:
"Kölelikten Kurtuluş!" başlığı uygun görülen makaleyi yazmak da bir tarihçiye, bu konuda bir de kitabı olan Yard. Doç. Dr. Y. Hakan Erdem'e düşmüş. Dergi, Batılıların köleciliğine de yer veriyor olsaydı eğer, Erdem'in yazısı karşılaştırmalı bir tarih değerlendirmesi olarak görülebilirdi. Böylelikle Osmanlı'nın payı varsa bile, Afrika'nın gerçekte nasıl köleleştirildiği anlaşılabilirdi.
Hakan Erdem bu yazılara Virgül'de (Mart 2006) "Mağdurlar Vadisi Osmanlı ve Osmanlı İmparatorluğu'nda Kölelik" cevap verdi. Kemal Tayfur Virgül'e gönderdiği yazının tamamı yayınlanmayacağı söylenince Atlas'ta "Kölelik Zamanı" başlığıyla Erdem'e cevap verdi.

Ve uzun bir süre bu konu bir daha gündeme gelmedi ta ki yakın zamanda Halil Berktay tekrar yazana dek. Berktay başka bir yazısıyla Atlas'a tekrar gönderme yaptı. Hatta büyük bir ithamda bulunarak Atlas'ın o dönem Erdem'e belli bir organizasyon içinde saldırdığını ima etti. Cevap vermemek mümkün değildi. Bu sefer Kemal Tayfur eski defteri tekrar açtı ve uzunca bir yazı ile "Köleliğe Devam" başlığıyla Berktay'a cevap verdi. Berktay veya Erdem, bildiğimiz kadarıyla, henüz bu yazıya karşılık bir cevap vermiş değil.


Devamı bir sayfa ötede...

Muhteşem Fantazi!



Dizinin adını karıştırmış değilim, "Muhteşem Yüzyıl" diyerek insanları cezbetmeye çalışan ama dizinin ana konusunu "Hürrem" ve "harem" çerçevesinde çizdiğini belli eden fragmanlarla tanıtılan bir dizi var karşımızda. Deli Saraylı'nın ayağı yere basmayan senaryosu gibi bu dizi de o yoldan giderse milyon dolarlık bütçelere yazık olacak gibi gözüküyor. Yurtdışında, özellikle İngiltere'de rağbet gören dizi ve kitaplardan yola çıkarak, aynı usulü Türkiye'ye de uygulamaya çalışan bir zihniyet sözkonusu. Gerçekle alakası olmayan nefsi cezbedici ortamlar, saray entrikaları, aralara serpistirilmis tarihi olaylar...
Bu dizide de Harem'le alakası olmayan sahneler, oryantalist bakışlar ve düz bir Kanuni portresi... Reytingler için senaristler tarihi gerçekleri gözardı edebilir ama okuduğumuzda şaşırdığımız bir durum var ki o da şu: Birçok kitabıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu insanlara doğru anlatmaya çalışan Dr. Erhan Afyoncu'nun dizinin danışmanı olması. Herhalde ilk bölüm yayınlandıktan sonra Afyoncu bir açıklama yapacaktır.

Harem'in detaylarını merak eden okurlara ise tavsiyemiz şu kitap olacaktır.


Harem- i Hümayun
Osmanlı İmparatorluğu'nda Hükümranlık ve Kadınlar
Leslie Pierce


Devamı bir sayfa ötede...
 
Site Meter