30.09.2009

Osmanlı Hanedanı Tartışması


Ahmet Hakan'ın yönettiği Tarafsız Bölge, CNN TÜRK yeni yayın dönemindeki ilk programını Osmanlı Hanedanlığı tartışmalarına ayırdı. Sarayda doğan son Şehzade Osman Ertuğrul'un cenazesiyle başlayan tartışmalar Mustafa Armağan, Metin Hülagü, Ali Saydam, Altan Tan, Hakan Erdem katıldı. Şuradan izleyebilirsiniz.


Devamı bir sayfa ötede...

28.09.2009

V. Osman

Zeynep Hanım, Osman Efendi, Emre Gönensay

1930lu yıllarda Nice Gar'ında -Ertuğrul Osman sağdan birinci

Osmanoğulları, yalnız Türk tarihini değil, dünya tarihini de oluşturan muazzam bir hanedandır. Bir Türkmen beyi olarak 1231’de Sakarya yakınlarında yurt tutup, cihan devleti hükümdarlığına yükseldiler. En yaşlı şehzâde (prens) sıfatıyla hanedanın 13 Mart 1994’ten beri reisi olan Osman Ertuğrul Efendi, İstanbul 18 Ağustos 1912 doğumlu idi. 97 yaşını 1 ay, 6 gün geçe gene İstanbul’da vefat etti. 800 yıl boyunca gelip geçen bütün Osmanoğullarının en yaşlısı olarak... Osman Gazi’nin 22. kuşak torunudur. (detay için Kültür Bakanlığı’nın 3 defa bastığı 5 cilt Devletler ve Hânedanlar kitabımın 2. cildine bakılabilir). Monarşi sürse idi, Beşinci Osman sıfatını taşıyarak tahtta bulanacaktı (medyada 4. Osman diye anılması doğru değil, 1954-1973 arasında Hânedan reisi olan 5. Murad torunu Osman Fuad Efendi, 4. Osman olacaktı).
Osman Efendi, İkinci Abdülhamîd’in (1842-1918) (1876-1909) 7 oğlunun tam ortancası (4.) Şehzâde Mehmed Burhâneddin Efendi’nin (1885-1949) 2 oğlunun küçüğü idi. Burhâneddin Efendi, 1913’te Arnavutluk ve 1921’de Irak tahtlarını reddetmişti. Osman Efendi, büyükbabası Sultan Abdülhamîd ile bu hâkan-halîfenin büyükbabası İkinci Mahmûd’un (1785-1808-1839) yanına defnedildi. Modern Türkiye’nin her alanda temellerini atan Sultan Mahmud, kısaca Türbe denen Cağaloğlu’ndaki önünden her gün yüz bin İstanbullunun geçtiği mekânda yatıyor. Türbe’nin bahçesi bir ‘Tanzimat Panteonu’dur. Tanzimat’ın en şöhretli kişilerinin bir kısmı burada medfundur.
Yılmaz Öztuna


Devamı bir sayfa ötede...

10.09.2009

Mimar Sinan Farkı

Bir tarafta Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Mimar Sinan tarafından yapılan köprü


Diğer tarafta modern tekniklerle yapılan köprünün çaresiz kalması...


ve acı gerçek:
Konu ile ilgili olarak NTV'ye açıklamalarda bulunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Zafer Özsayın ise şunları söylüyor:
...
Ortada atıl kalan, iptal edilen bir köprü var. Büyük temelleri, suyun denize ulaşımını engelliyor. Zaten betonarmesi ömrünü tamamlamış, yıllardır burada duruyor. E-5 köprüsüyle setler arasındaki su yükselme gösteriyor. Gidiş gelişin ortasında atıl kalan bir bölüm var.
Eski yapılan köprünün -Mimar Sinan Köprüsü'nün- su debisi hasaplanmış, suyun denize ulaşımı sağlanmış ama yeni yapılan E-5 ve D-100 köprüsünde hiç dengelenmemiş. Eski köprü örnek alınsaydı bu sıkıntı asla yaşanmazdı.


Devamı bir sayfa ötede...

Kitap Meraklıları İçin Cennet; Sahhaflar













Devamı bir sayfa ötede...

4.09.2009

Osmanlı hanedanının trajik sürgünü




















Devamı bir sayfa ötede...

Giyotin / Ölüm makinesi


Devamı bir sayfa ötede...

Lazlar / 4000 Yıllık Tarih











Devamı bir sayfa ötede...

Marmaray-Eski İstanbul'u Kurtarmak


Devamı bir sayfa ötede...

27.08.2009

Tarih-lenklere Cevaplar


2008'in sonunda bir kitap daha piyasaya çıkmadan (vatan'da çıkan röportaj üzerine) konuşulmaya başlamıştı. (Yusuf) Hakan Erdem'in hazırladığı Tarih-lenk, Ahmed Akgündüz'den Soner Yalçın'a, İlber Ortaylı'dan Yılmaz Öztuna'ya kadar birçok tarihçinin, tarihle ilgili alanlarda kalem oynatanların hataları, tashihleri, büyük yanlışları üzerineydi. Kısa sürede birçok baskı yapan kitap, yazarın gazetelere verdiği röportajlarla ününü duyurdu. İlber Ortaylı köşesinde kısa bir cevap vererek konuya değinirken diğer muhataplardan ses çıkmamıştı.



Bu hafta kitap sitelerine düşen yeni bir kitap tartışmayı alevlendireceğe benziyor. Osmanlı'da Harem, Bilinmeyen Osmanlı gibi çok satan kitapların yazarı Prof. Dr. Ahmed Akgündüz Tarih-lenk'te kendisine dair yazılan eleştirilere ve Murat Bardakçı'nın TV programlarındaki eleştirilerine cevap niteliğinde bir kitap yazmış. Tarih-lenklere Cevaplar kitabında Ahmed Akgündüz neden cevap verdiğini şöyle açıklıyor. Bakalım Hakan Erdem'in bu kitaba cevabı ne olacak?


Devamı bir sayfa ötede...

22.08.2009

İyilik her kapıyı açar / İHH


Devamı bir sayfa ötede...

10 Fotografta II. Abdülhamid İstanbul'u


























Devamı bir sayfa ötede...

Kurt Wenner, Gerçeğin bir başka boyutu








Turistlerin gezdiği bir salonda yerden yukarı doğru tırmanan canavarlar, Alaaddin’i andıran uçan bir çocuk, kadının üstüne gelen bisikletli bir kalabalık… Hepsi çok gerçekçi gibi gözükse de aslında yetenekli bir sanatçının çizimleri. Sokak sanatçısı Kurt Wenner ‘Hepimiz herşeyin mümkün olduğu alternetif bir gerçekliğin içine doğru kayıyoruz ya da yeni hayal dünyalarını keşfediyoruz’ diyerek yaptığı çalışmalarının ana fikrini açıklıyor.


Devamı bir sayfa ötede...

20.08.2009

İsmet İnönü; Allah'a çok şükür, sağırım

Bu kapak bir alt haberde göreceğiniz Milliyet'in Yakın Tarih serisinde çıkan bir haber üzerine kullanılan TIME kapağı. 1941'de İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanların, İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Amerikalıların hatta ve hatta Türkiye'deki Turancıların isteklerine kulak tıkamıştı İsmet İnönü. TIME o kadar güzel yakalamış ki, bu "politikayı" resmin altına şöyle yazmış; Allah'a çok şükür, sağırım" Burada bizim bahsimiz orijinal kapağın aşağıdaki şekilde oluşuna rağmen neden dergide farklı kullanıldığı, var mı fikri olan?



Devamı bir sayfa ötede...

Yakın Tarihimiz Dergisi / Tüm Sayılar


Yakın Tarihimiz
Milliyet Tarih ve Kültür eki
480 Sayfa - 30 fasikül
Tamamını (jpg veya pdf olarak) indirebilirsiziniz.


JPG olarak 112 mb
(çözünürlük biraz daha iyidir)

PDF (resim) olarak 63 mb





Devamı bir sayfa ötede...

16.08.2009

NTV Tarih & BBC History

NTV Tarih, Popüler Tarih'in kapanmasıyla doğan boşluğu uzun uğraşlar sonucu, aylarca altyapısı hazırlayarak, deneme baskılar çıkartarak, yeni bir yayın kurulu ve yayın anlayışı benimseyerek tekrar çıkarak doldurdu.
Toplumsal Tarih'in makalelerinden, Yedi Kıta'nın yanlı bakış açısından sıkılanlar için Ntv Tarih bulunmaz bir dergi. Zaten gösterilen ilgi, satış rakamları da bunun göstergesi. Lakin derginin göze batan bir kapak tasarımı gözüme batıyor. BBC History'nin kapak tasarımına çok ama çok benziyor. Bir de siz bakın, bakalım bana hak verecek misiniz?









Devamı bir sayfa ötede...

15.08.2009

On soruda Türkiye’de Masonluk tarihi


Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası Üstad-ı Azamı Celil Layiktez’in beyanatı, dikkatleri yakın tarihin karanlık sayfalarına yöneltti. Layiktez’e göre Masonların, Selanik’ten İstanbul’a yürüyen Hareket Ordusu’nun harekátında önemli bir payı bulunuyor. Hatta Abdülhamid’i tahttan indirme kararını tebliğe gönderilen 5 kişinin tamamı Masondu (biz 4 kişi diye biliyorduk). Masonluk kapalı bir kutu. Belgeler neredeyse yok gibi. Masonluğun Türkiye serüvenini inşa etmek için pek çok parçayı itinayla toplamanız gerekiyor.

Bu yazıda Masonlukla ilgili bazı soruları kısaca cevaplandırmaya çalışacağım. (Kuşkusuz bilgilerimizin hemen tamamen Mason kaynaklarına dayandığı unutulmamalıdır, zaten başka türlüsü de mümkün değildir.)

1. Türkiye’de ilk Mason teşkilatı ne zaman, nasıl kuruldu ve kapatıldı?
Osmanlı Devleti sınırları içinde ilk Mason locası, Lale Devri’nin zevk çılgınlığı içerisinde kurulmuştur. 1721 yılında Galata’da, Arap Camii civarında açılan loca, 1748’de I. Mahmud tarafından kapattırılmış ve Masonluk yasaklanmıştır.

2. Bilinen ilk Türk Masonu kimdir?
Paris’e giden ilk Osmanlı Büyükelçisi Yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin oğlu Said Çelebi, kayıtlarda adı geçen ilk Türk Masonudur. Sadrazamlığa kadar yükselmiştir. İlginç olan nokta, ilk Türk matbaasının kurucusu olan İbrahim Müteferrika’nın adının da Mason olarak geçmesidir.

3. Osmanlı Devleti’nde Masonlukla ilgili bulunan ilk belge hangisidir?
Andrea Rizopoulos’un Fener Rum Patrikhanesi Arşivi’nde bulduğu bir belge, Fransız Masonlarına ait bir ayin metni olup Rumcaya yapılan bir çeviridir ve 1747 tarihini taşımaktadır.

4. Yeniçerilikle Masonluk arasında herhangi bir bağlantı var mıydı?
Yeniçeri Ocağı mensupları, Hacı Bektaş Veli’yi pir sayar ve Bektaşi olduklarını iddia ederlerdi. (Gerçi Mevlevi Yeniçerilere rastlamak da mümkündü.) Bektaşilerin, dini konuları biraz geniş yorumladıkları malum. İşte 1826’da II. Mahmud Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldırırken, onun dışarıdaki uzantısı ve üssü olarak bilinen Bektaşi tekkelerini kapattırıp Nakşilere devrederken, bir süredir yeniden palazlanan Mason localarının faaliyetleri göze batmış, bu yüzden bir tür Bektaşi kabul edilerek kapatılmışlar, mensupları ise sürgüne gönderilmiştir. Böylece Mason localarını kapatan ikinci padişahın adı da garip bir tesadüfle Mahmud olmuştur.

5.Tanzimat bir Mason darbesi miydi?
Özellikle sağ kesimde Tanzimat’ın bir Mason hareketi olduğu tezi, yaygındır. Buna en güçlü kanıt olarak Tanzimat’ı ilan ettiren Sadrazam Mustafa Reşid Paşa’nın Masonluğunu gösterirler. Elimizde bunu kanıtlayacak somut bir belge bulunmamaktadır. Ancak onun döneminde Mason teşkilatlarına göz kırpıldığını ve 1839’dan sonra verdiği gayri resmi izinle Masonluğun Türkiye’de gelişmeye başladığı inkár olunamaz. Bu süreç, 1854-56 Kırım Harbi yıllarında doruğuna ulaşacaktır. Sonuç olarak Tanzimat’ın bir Mason darbesi olduğu söylenemese de, Masonluğun Türkiye’deki modern tarihinin başlangıcı olduğu gerçektir.


6. V. Murad Mason muydu?
Masonlara göre, evet. Masonluğa girdiği yer: Kadıköy. Tarih: 20 Ekim 1872. Abdülmecid’in Murad dışında iki oğlu, Nureddin ve Kemaleddin de aynı törenle Masonluğa girmişlerdi. Kaldı ki, Abdülhamid’in Çırağan Sarayı’na kapattırdığı V. Murad’ı kaçırmak için Masonlar tarafından iki teşebbüs yapılmıştır. Birincisi Ali Suavi tarafından (20 Mayıs 1878’de başarısızlıkla sonuçlanmış), ikincisi Skalyeri-Aziz Bey Komitesi tarafından (24 Haziran 1878’de ortaya çıkarılmıştır).

7. Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve öldürülmesi bir Mason operasyonu muydu?
Abdülaziz döneminde Masonlar, Abdülmecid dönemindeki rahat çalışma ortamını bulamamışlardı. Onları sıkı bir takibe aldıran Abdülaziz, göz açtırmıyordu. Bu yüzden Mithat Paşa, Ziya Paşa gibi Masonlar tarafından kurulan ve yönetilen bir cunta eliyle 1876 Mayıs’ında tahttan indirilmiş ve birkaç gün sonra Feriye Sarayı’nda ölü bulunmuştu. Bileklerini keserek intihar ettiği söylendi ama Masonlar dahil kimse bu yalana inanmadı, isteyen Celil Layiktez’in makalesinde suicide, ‘intihar’ kelimesinin yanındaki soru işaretine (?) bakabilir. Amaç, Mason yapılan V. Murad’ı yeniden tahta çıkarmaktı.

8. II. Abdülhamid Masonlarla nasıl mücadele etti?
II. Abdülhamid işe Mithat Paşa’yı sürgüne göndermekle başladı ve iktidarı Mason hakimiyetinden kurtarmayı başardı. Hatta bu yüzden Proodos Locası Üstad-ı Muhteremi Kleanti Skalyeri tarafından öldürülmek istendi. Masonları, sıkı kontrol altına alan Abdülhamid, Masonluğun ne olduğunu, amaçlarını ve güçlerini gayet iyi biliyordu ve bu yüzden körü körüne üzerlerine gitmedi. Daha incelikli bir siyaset takip ederek kontrolü altında aldı. Zaman zaman gizli localara baskınlar düzenletip belgelerini ele geçirtmekle birlikte İstanbul’daki İngiliz locasına cömert bağışlarda bulunduğu da biliniyor. Amacı, Avrupa’da kralları ve parlamentoları nüfuzu altına almış bulunan Masonluğu kışkırtmadan kendi istediği yönde kullanmaktı. Hatta yerli bir Mason locası kurup başına geçmek istediği yolunda bir rivayet Mason çevrelerinde yaygındır. Aslında yapmak istediği, Masonları kullanmaktı. Tabii bu, Masonluk için affedilmez bir suç demekti. Cezası da aynı şekilde ağır olacaktı.

9. Hareket Ordusu bir Mason organizasyonu muydu?
Masonluğun Jön Türk devrimine hizmeti gizli saklı bir konu değil. 1901-1908 arasında Makedonya locasında Masonluğa kabul edilen 188 kişiden 23’ünün 2. ve 3. orduya mensup Osmanlı subayları olduğunu biliyoruz. Hareket Ordusu’nun bir kısım subaylarının ve Talat, Manyasizade Refik ve Cavid Beyler gibi İttihatçı önderlerin Masonlukları gerçek olmakla birlikte, mesele Masonlar tarafından kast-ı mahsusla abartılıyor. Sebebi ise basit: Modern Türkiye’nin doğuşu sayılan Jön Türk iktidarını sahiplenmekle bu ülkenin gerçek kurucularının kendileri olduğu mesajını vermiş oluyorlar. Masonlar, İttihatçıların 1910’dan sonra dizginleri ellerine alma çabaları karşısında bu defa onların da aleyhine dönecek ve Osmanlı’nın parçalanmasına yöneleceklerdir.

10. Atatürk Mason muydu?
Bu soruyu sorduk ama görüyorsunuz yerimiz tükendi. Üstelik kısaca cevaplanamayacak kadar önemli bir soru bu. Bu yüzden cevabını gelecek hafta vereceğiz.


Mustafa Armağan

Celil Layıktez'in makalesi, Layıktez'in makalesini savunması



Devamı bir sayfa ötede...

14.08.2009

Google Earth'le Çanakkale Savaşı'na tanıklık edin


Çanakkale Savaşı'na dair önemli hususlardan biri, insanların muharebelerin geçtiği yerlere dair bilgi sahibi olmamaları. Savaşların hep meydanlarda, düz yerlerde yapıldığına dair olan inanç Çanakkale Savaşları'nın yapıldığı yerleri görünce yerini değişik bir hayrete bırakıyor. ABC kanalının savaşa dair özel bir site hazırladığını duyurmuştuk. Bu sefer fotoğraf, harita ve videoları Google Earth üzerinden izleme şansınız var. Böylelikle anında muharebe alanını, kuş bakışı görme fırsatı yakalıyorsunuz.

Google Earth 5.0 bilgisayarınıza yüklüyse aşağıdaki linkten programı çalıştırabilirsiniz.
http://abc.net.au/innovation/gallipoli/kml/ABC_Gallipoli.kmz


Devamı bir sayfa ötede...

Çanakkale'de Mustafa Kemal'in mektubu...

Çanakkale Savaşı'nda Anafartalar Grup Komutanı olarak görev yapan Albay Mustafa Kemal'in, 8 Eylül 1915 tarihinde, Seddülbahir Cephesi'nde çarpışan 5'inci Kolordu Komutanı Fevzi Paşa'ya (Çakmak) kardeşinin şahadetine taziye için yazdığı duygu yüklü mektup:


Anafartalar Grubu
08 Eylül 1915
Huzur-ı Alilerine,

05 Eylül 1915 tarihli mektubunuzu dün aldım. Hakk-ı âcizânemde izhâr buyurulan iltifât ve teveccühâtınıza arz-ı teşekkür ederim.

Vatan-ı mukaddesimizi çiğnemeye çalışan hâin düşmana ancak âli-himmet arkadaşlarımızın istihkar-i mevt eylemeleri sayesinde iyi dersler verilmekledir. Vatanı tahlis için hûn-ı hamiyetlerini büyük bir şevk ile îsâr eden arkadaşlarımın gayretleriyle düşmanın her nevi teşebbüsat-ı müstakbelesine de mâni olunacağı hakkındaki itminanım ber-kemaldir.

(Mukaddes vatanımızı çiğnemeye çalışan hain düşmana, ancak ölümü hiçe sayan arkadaşlarımızın sayesinde iyi dersler verilmektedir. Vatanı kurtarmak için temiz kanlarını büyük bir coşkuyla akıtan arkadaşlarımın gayretleri ile düşmanın şimdi ve gelecekteki her çeşit girişimine engel olunacağı hakkındaki inancım tamdır)

Ancak, bu derecedeki âsâr-ı fedakarînin istilzam eylediği bazı acılara tahammülün zaruri olduğu zât-ı âlilerince de musaddaktır. Bu zaruretin ilcââtıyla sizi dûçâr-ı me'yüsiyet edeceği tabii bulunan biraderinizin haber-i şehâdeti bendenizi cidden müteessir ve giryân eylemiştir.

Şehid-i mağfur biraderiniz 08 Ağustos 1915’te millet ve memleketin hayat ve memat noktası olan Conkbayırı’nda düşmana atılan sufûfun ilerisinde idi.

Teessüratınıza bütün safvet ve samimiyet-i kalbiyemle iştirak eder ve Cenâb-ı Hakkın zât-ı âlilerine, aile-i kederdidenize sabr-ı cemîl buyurmasını tazarru ile arz-ı meveddet ve arz muhâleset ederim efendim.


Devamı bir sayfa ötede...

10 Fotoğrafta 25 Nisan 1915 / Düşman gözüyle...

Bundan tam doksan dört yıl önce, harika bir nisan sabahı, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, bir yarımadanın üzerindeki bir tepede iki davetsiz misafir vardı. Karanın içerlerindeki bir görüntüyü seyre dalmışlardı. Bulundukları yeri, gecenin karanlığında denizden çıkarma yaparak istila etmişlerdi. Arkalarındaki su, kendileri gibi adamları karaya çıkaran küçük teknelerle doluydu. Bu adamlar buraya, dünyanın öte ucundaki memleketlerinden, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelmişlerdi. Bu tepenin, yani Kanlısırt’ın üstü düzdü ama tam da değil. Kenarları yavaşça alçalıp, oradaki Osmanlı topçusunun gözcülerine, hedeflerini yani, hayatlarında ilk kez bir muharebe görecek olan birkaç bin delikanlıyı görmeye yetecek kadar bir aralık bıraktıktan sonra, daha içteki öteki bayırla birleşiyordu...

Australian War Memorial kara muharebelerinin başladığı 25 Nisan çıkartmalarının 94. yıldönümü dolayısıyla, yüksek çözünürlüklü 25 Nisan 1915 tarihli fotoğraflar yayınladı. Fotoğrafların büyük hallerini üstlerine tıklayarak görebilirsiniz.






Devamı bir sayfa ötede...
 
Site Meter